DEM Parti’nin “Terörsüz Türkiye” süreci grubunda yer alan Pervin Buldan, bugün terör örgütü PKK’nın tutuklu lideri Abdullah Öcalan ile bir görüşme gerçekleştirdi.
Öcalan’ın avukatının da yer aldığı görüşme sonrasında açıklama yapan Buldan, “Çok verimli bir görüşme oldu” sözlerini kullandı.
Buldan ayrıyeten Öcalan’ın ağır bakımda tedavisi süren Sırrı Süreyya Başkan ile ilgili bildirisini da paylaştı.
“Terörsüz Türkiye” süreci ile ilgili bugün kıymetli bir gelişme yaşandı.
DEM Partili Pervin Buldan, Ahmet Türk ve Sırrı Süreyya Önder’in rahatsızlığı nedeniyle katılmadığı görüşmede Abdullah Öcalan’ı cezaevinde ziyaret etti.
Görüşmede Öcalan’ın avukatı da yer aldı.
Mesajı hastane önünde paylaştı.
Görüşme sonrasında Sırrı Süreyya Önder’in tedavi gördüğü hastaneye geçen Pervin Buldan burada açıklamalarda bulundu.
DEM Parti Milletvekili ve İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan, ‘Sayın Öcalan’ın avukatı ile birlikte yaklaşık 2.5 saatlik bir görüşme sonucunda tekrar geri döndük. Görüşmenin hayli verimli geçtiğini bilhassa söz etmek isterim’ dedi.
Öcalan’ın, Sırrı Süreyya Önder’e iletisini da paylaştı.
Öcalan’ın Sırrı Süreyya Öncü’ye yönelik iletisini okuyan Buldan, şu tabirleri kullandı:
‘Sırrı Süreyya Önder’e yaşadığı rahatsızlık nedeniyle şifa diliyorum; ailesine ve tüm dostlarına, sevenlerine geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Sırrı Süreyya Lider ile 12 yıllık mesaimiz var. Onun taşıdığı büyük kıymet şudur: Adıyamanlı ve Türkmen kökenli ülkü biri olarak Baba İshak geleneğini temsil ediyor. Büyük barış uğraşını topluma yansıtan, toplumsal ön yargıları şahsında kırabilen biridir. Bunu da yaptı. Ön yargıları toplumda kırdı, Meclis’te kırdı, sokakta kırdı.
Onun şahsında hayata geçen, Anadolu genleri ve kültürü dediğimiz şeydir. Barış dediğimiz şey de Anadolu genlerini, Türkmen geleneğini yaşanılır kılmaktır. Lider bu türlü biridir ve gerçek Türkmenlik özü budur: En yeterli barış kimliği, en güzel barış kültürü. ‘Israrla düşmanlaştıralım, bu biçimde siyaset yapalım’ anlayışının tam zıddıdır.
Önder’in aksiliklerle baş etme, onları yönetebilme kültürü değerlidir; ortaya çıkan aksilikleri derinleşmeden olumluya dönüştürebiliyor. Herkesin Önder’in kaldığı hastaneye gittiğini, onun anısına bağlılığını beyan ettiğini görüyorum. Bağlılığın gereği, onun barış gayretini pratikleştirmekten geçer. Bir kere daha kendisine, ailesine, sevenlerine, tüm topluma geçmiş olsun dileklerimi sunuyor; bir an önce güzelleşerek en coşkulu, en güçlü haliyle ortamızda olmasını diliyorum.’
