Dünyada çocuklara bayram armağan eden tek önder Ulu Başkan Mustafa Kemal Atatürk, en büyük yapıtı Cumhuriyet’i de çocuklara emanet etti. 23 Nisan 1920’de Ankara’da açılan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 105. yıl dönümünü kutladığımız bugün Atatürk’ün çocuklar için söylediği birbirinden değerli sözleri bir sefer daha hatırlayalım:
“Geleceğin ışığı çocukların gözlerinde parlıyor.”
İşte, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı daha da büyük ve manalı kılan Atatürk kelamları…
1. Sevdiği beşerler kaç yaşında olursa olsun “çocuk” diye hitap ederdi Atatürk!
‘Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar değerli, bedelli olduğunuzu düşünerek ona nazaran çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.’
2. Okula yeni başlayan çoban Mustafa ile Dolmabahçe’de sohbet etti: Çocuklara kelam hakkı vermeyi ve onları memnun görmeyi istedi daima!
‘Egemenlik kayıtsız koşulsuz milletindir. Çocuklarımız, bugünün küçükleri yarının büyükleridir.’
3. Onun lisanında çocuk demek, sevgi demekti: Yurt seyahatlerinde çocuklarla uzun sohbetler ederdi.
‘Çocuklar geleceğimizin garantisi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık vazifesidir.’
4. Savaş yıllarında, hatta en makûs şartlarda bile çocuklarla yakından ilgilendi.
‘Gelecek için hazırlanan vatan evlatlarına, hiçbir zahmet karşısında yılmayarak tam bir sabır ve metanetle çalışmalarını ve tahsil gören çocuklarımızın ana ve babalarına da yavrularının tahsilinin tamamlanması için hiçbir fedakarlıktan çekinmemelerini tavsiye ederim.’
5. Atatürk, birçok çocuğu muhafazası altına aldı.
‘Çocuklar her türlü ihmal ve istismardan korunmalı, Onlar her şartta yetişkinlerden daha özel ele alınmalıdır.’
6. Zira, “Çocuk sevgisi insan sevgisi için bir gereksinimdir.”
Ülkenin geleceği olarak gördüğü çocuklara kelam hakkı verilmesini ve güzel eğitilmelerini istiyordu.
7. “Hedefe yalnız çocukları yetiştirmekle ulaşamayız!” diyor, gelecek kuşakları eğitecek ana babaların da aydınlanmasını istiyordu!
‘Hedefe yalnız çocukları yetiştirmekle ulaşamayız! Çocuklar geleceğindir. Çocuklar geleceği yapacak adamlardır. Ancak geleceği yapacak olan bu çocukları yetiştirecek analar, babalar, kardeşler hepsi şimdiden az çok aydınlatılmalıdır ki, yetiştirecekleri çocukları bu millet ve memlekete hizmet edebilecek, faydalı ve yararlı olabilecek biçimde yetiştirsinler! Hiç olmazsa yetiştirmek gereğine inansınlar! Okullardan diğer; gazeteler, küçük mecmualar köylere kadar yayınlanıp dağıtılmalıdır. Bizim köylümüz ne gazete ne mecmua okumaz. Bilenler bilmeyenleri toplayıp, okutmayı, onlara okumayı anlatmayı bir görev bilmelidir.’
8. “Geleceğin ışığı çocukların gözlerinde parlıyor” ve Atatürk bunu biliyordu!
‘Büyük muvaffakiyetler, pahalı anaların yetiştirdikleri seçkin çocukların yardımıyla meydana gelir.’
9. Birinci kere 1927 yılında 23 Nisan “Çocuk Bayramı” olarak kutlandı, Atatürk bu çok özel günü Türkiye’nin istiklalini emanet ettiği çocuklara armağan etti.
‘Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize talihin hududu ne olursa olsun, en önce, her şeyden önce Türkiye’nin istiklaline, temeli benliğine, ulusal geleneklerine düşman olan ögelerle gayret etmek gereği öğretilmelidir.’
10. Gençliğe Hitabesi’nde muvaffakiyetin sırrını da verdi çocuklarına: “…Fakat zekanı unut!.. Hep çalışkan ol!”
‘Türkiye Cumhuriyetinin, bilhassa bugünkü gençliğine ve yetişmekte olan çocuklarına hitap ediyorum: Batı senden, Türk’ten çok geriydi. Manada, fikirde, tarihte bu böyleydi. Şayet bugün batı teknikte bir üstünlük gösteriyorsa, ey Türk Çocuğu, o kabahat da senin değil, senden evvelkilerin affedilmez ihmalinin bir sonucudur. Şunu da söyleyeyim ki, çok zekisin!.. Bu aşikâr. Ancak zekanı unut!.. Hep çalışkan ol!”
11. O denli güvendi ki çocuklara en büyük yapıtını onlara emanet ederken “gözüm ardımda olmayacak.” dedi!
‘Milletin bağrında pak bir kuşak yetişiyor. Bu eser (Türkiye Cumhuriyeti Devleti) ona bırakacağım ve gözüm gerimde olmayacak.’
12. Çocukların riyakarlık bilmeden isteklerini, içlerinden geldiğince samimi bir formda söyleyişine güveniyordu.
‘Çocuklarımızı artık fikirlerini hiç çekinmeden açıkça tabir etmeye, içten inandıklarını savunmaya, buna karşılık da diğerlerinin samimi fikirlerine hürmet beslemeye alıştırmalıyız. Tıpkı vakitte onların pak yüreklerinde; yurt, ulus, aile ve yurttaş sevgisiyle birlikte doğruya, güzele ve hoş şeylere karşı sevgi ve ilgi uyandırmaya çalışılmalıdır.’
13. O’nun açık mavi gözleri her yerde çocukları arardı, zira çağdaş ve keyifli Türkiye’yi çocuklarda görürdü!
“Bir gün ulusu sizin üzere beni anlamış gençliğe bırakacağımdan çok mutlu ve mesudum.”
14. “Cesaretimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz”
“Gençler! Hamasetimizi güçlendiren ve sürdüren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve kültür ile, insanlık kıymetinin, vatan sevgisinin en kıymetli örneği olacaksınız.”
15. “Biz her şeyi gençliğe bırakacağız…”
“Biz her şeyi gençliğe bırakacağız… Geleceğin ümidi, ışıklı çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir.”
16. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız Kutlu Olsun!
“Ey yükselen yeni kuşak, gelecek sizindir. Cumhuriyeti biz kurduk; onu yükseltecek ve sürdürecek sizsiniz.”
