Gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, son yazısında AKP’yi hukuk üzerinden sert halde eleştirdi. Yazısında, yargı bağımsızlığına ziyan veren uygulamalara ve hukukun siyasallaşmasına dikkat çekti. AKP’nin hukuk devleti prensiplerinden uzaklaştığını savunan Dilipak, ‘Hukuk yok’ dedi.
Dilipak son devirlerde AKP’ye tenkitler getiriyor.
Yeni Anayasa ve infaz yasası tartışmaları gündemi meşgul ederken Dilipak, “Adaletten kelam etmeye gerek yok, zira yok! Bırakın “Hukuk Devleti” olmayı, “Kanun Devleti” kuralları bile yok” sözlerini kullandı.
“Cezaevleri tıklım tıklım dolu”
Mirat Haber’deki yazısında Dilipak, hukuk sisteminin halini şu tabirlerle anlattı:
‘Toplumsal barış için adliyelere bakmak gerek. Ailelerin yarından fazlası sıkıntılı. Cezaevleri tıklım tıklım dolu. Mahkeme koridorları AVM’lerden daha kalabalık. Hapishane’ler de o denli Hastahane’ler de! Buyurun Hapishane gerçeği: Türkiye‘de 1 Temmuz 2024 prestijiyle toplam 403 cezaevi bulunmaktadır. Bu cezaevlerinde 295.064 hükümlü ve 47.462 tutuklu bulunmakta olup, toplam 342.526 kişi cezaevlerinde kalmaktadır. Cezaevlerinin toplam kapasitesi ise 295.328‘dir, yani kapasite fazlası 47.198 kişidir. Cezaevlerinde 70.000e yakın kişi esrar kullanıcı olarak tutuklu bulunuyor. AİHM’ye, 47 Avrupa ülkesinden yapılan şikayetlerin toplamı 60.350. Bunların %35,8’i, yani 21.600’i Türkiye kaynaklı hak ihlali savlarından oluşuyor.’
Siyasi tutuklulara da değindi.
‘Siyasi tutuklu sayısında herhalde dünya rekoru bizde olsa gerek.’ diyen Dilipak, ‘“İman ettik” deyipte, kitaba bağlı kalmadan heva ve hevesleri peşinde koşanlar yok mu, ne Allah’tan korkuyorlar, ne kuldan utanıyorlar, İlahi Adalet Divanını hiç birinin hesaba kattığını düşünmüyorum. Bunların “İnandık” diyenlerini de Şeytan Allah’la kandırıyor.’ dedi.
Dilipak yazının son kısmında ise “hepimiz suçluyuz” diyerek genel bir tablo çizdi.
‘Bu rezillikler, bir tek kişi, kurum ya da etrafın işi değil, hepimiz hatalıyız aslında. “Balık baştan kokar” derler, o vakit Siyasetten başlayalım. (Yönetim, Partiler, lokal yönetimler), Sonra Bürokrasi, Yasama, Yargı.. Burada kime laf anlatacaksınız. Başlar kirada, Hiyerarşik bir sistem kurmuşlar o denli gidiyor. Cemaat’ın halini anlattım. Media derseniz parayı verenin öttürdüğü bir düdük. STK siyasetin art bahçesinde siyasete sıçrama tahtası ya da bürokrasinin İK’sı.. Akademi Media’dan farklı değil. Sermaye de “kazan kazan” kurulanına nazaran, Siyasetle gayrimeşru bir aşk yaşıyor.’
